ekonomikokur.com

TCMB'nin Faiz Artışı ve Döviz Rezervleri Üzerine Değerlendirme

TCMB'nin Faiz Artışı ve Döviz Rezervleri Üzerine Değerlendirme
24.04.2025 19:45
TCMB'nin faiz artırma kararının arkasındaki nedenler ve döviz rezervlerindeki değişimler inceleniyor. İç talep görünümü ve döviz satışı süreçleri detaylandırılıyor.

TCMB'nin Faiz Artışı ve Döviz Rezervleri Üzerine Değerlendirme

TCMB’nin faiz artırma kararı, piyasa beklentilerine rağmen önemli sinyaller veriyor. Döviz rezervlerindeki düşüşü tersine çevirmek ve güçlü iç talep görünümü, faizlerin yüksek seviyelerde tutulmasına olanak sağlıyor.

Faiz Artışının Nedenleri

Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonrasında açıklanan bilanço verileri, TCMB’nin faizleri sabit tutma yönündeki piyasa beklentilerine karşın neden faiz artırdığını anlamak açısından önemli sinyaller veriyor. TCMB’nin birinci önceliği şu anda döviz rezervlerindeki düşüşü tersine çevirmek olmakla birlikte, güçlü iç talep görünümü de faizlerin bir süre daha yüksek seviyelerde tutulmasına olanak sağlıyor.

Döviz satışı PPK öncesi hızlanmış durumda. TCMB’nin piyasayla gerçekleştirdiği döviz işlem tutarları, kurumun açıkladığı çeşitli verilerin bir araya getirilmesiyle tahmin edilebiliyor. Bu tahminin temel yöntemi, rezerv değişimine yol açan bilinen kalemleri dışarıda bırakıp kalan farkı döviz işlemleri olarak değerlendirmeye dayanıyor. Bu yöntemle işlemler, günlük bazda dahi izlenebiliyor.

Döviz Rezervlerindeki Değişimler

TCMB’nin dış varlıklarındaki değişim, başta swap işlemleri toplamı, kamu döviz mevduatı, bankaların zorunlu karşılık döviz mevduatları gibi kalemlerden etkileniyor. Ayrıca, altın rezervlerindeki günlük değişimlerden kaynaklanan etkiler de söz konusu. Bu kalemlerin dışında kalan dış varlık değişimi ise büyük ölçüde TCMB’nin piyasa ile yaptığı döviz işlemlerini yansıtıyor.

18 Nisan haftasında TCMB’nin en son açıklanan analitik bilançosuna baktığımızda, dış varlıkların 0.6 milyar dolar azaldığı görülüyor. Bankaların TCMB nezdinde zorunlu karşılık ve teminat depo kapsamında tuttukları dövizlerin 0.6 milyar dolar azalması, brüt rezervini olumsuz etkiledi. Yurtiçi bankalarla yapılan swap hacmi ise aynı hafta 0.1 milyar dolar artarak net rezervi sınırlı ölçüde olumlu etkiledi.

İç Talep ve Ekonomik Görünüm

Talep tarafında, iç talebin güçlü seyrettiği ve üretimin potansiyelin üzerine çıkmış olabileceğine dair değerlendirmeler yapılmaktadır. TCMB de geçtiğimiz haftaki PPK toplantı özetinde, “Öncü veriler yurt içi talebin ilk çeyrek­te ivme kaybetmekle birlikte öngörülenin üzerinde seyrettiğini ve enflasyonu düşürücü etkisinin azaldığını ima etmektedir” ifadesini kullanmıştır.

Son açıklanan hizmet üretim ve perakende satış endekslerinin ocak – şubat ortalamaları, bir önceki çeyreğin sırasıyla yüzde 2.9 ve yüzde 3.7 üzerinde. Nisan ayına ilişkin kredi kartı harcamaları da henüz belirgin bir yavaşlama sinyali vermiyor. Bu güçlü iç talep görünümü, TCMB’nin politika faizini daha uzun süre yüksek seviyelerde tutmasına imkân tanıyor.

Döviz Satışı ve Faiz Oranları

TCMB, PPK sonrasında sınırlı miktarda yüzde 46 faizle bankaları fonlamaya başlamış olmasına rağmen, henüz piyasadaki tüm TL likidite ihtiyacını bu yol­la karşılamıyor. PPK’dan sonraki ilk gün yüzde 46 faizle 100 milyar TL olarak açtığı 1 hafta vadeli repo ihalesini, ikinci gün 50 milyar TL’ye, üçüncü gün ise 10 milyar TL’ye düşürdü.

Bu nedenle kısa vadeli faizler PPK sonrasında yüzde 49’a kadar yükselmiş ve faiz koridorunun üst bandında oluştu. TCMB’nin fonlamayı sınırlı tutmasının temel nedeni piyasa­yı döviz satışına teşvik etmek gibi gözüküyor. Piyasa, TCMB’ye döviz sattığında karşılığında TL likiditesi elde edeceğinden, bu durumda bankalararası piyasa­daki kısa vadeli faizler yüzde 46 seviyesine gerileyebilir.

Bize Ulaşın