TCMB'nin Faiz İndirimleri ve Enflasyon Hedefleri Üzerine Değerlendirmeler

TCMB'nin Faiz İndirimleri ve Enflasyon Hedefleri Üzerine Değerlendirmeler
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), politika faiz oranını 250 baz puan indirerek yüzde 45 seviyesine çekti. Bu karar, yalnızca piyasalarda değil, akademik çevrelerde de tartışmalara yol açtı. Eski TCMB başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hakan Kara, kararın etkilerini değerlendirdi. Kara, hem yıl sonu enflasyon hedeflerine yönelik görüşlerini hem de faiz politikasının gelecek adımları konusundaki tahminlerini paylaştı.
Merkez Bankası’nın Enflasyon Hedefi Gerçekçi Mi?
TCMB, 2025 yılı sonu enflasyon hedefini yüzde 21 olarak belirlemişti. Ancak Prof. Dr. Ali Hakan Kara, bu hedefin gerçekleşme ihtimalinin oldukça düşük olduğunu ifade ediyor. Kara, Merkez Bankası’nın mevcut faiz politikası ve ekonomik koşullar göz önüne alındığında, yıl sonu için öngörülen yüzde 21 enflasyon oranına ulaşılmasının mümkün olmadığını belirtti. Bu durum, piyasalarda belirsizlik yaratmakta ve yatırımcıların endişelerini artırmaktadır.
Kara, enflasyon hedefinin ulaşılabilirliğini sorgularken, mevcut ekonomik verilerin bu hedefle çeliştiğini vurguladı. Ekonomik büyüme ve enflasyon arasındaki ilişki, bu hedefin tutarlılığını sorgulamakta. Kara'nın değerlendirmeleri, Merkez Bankası’nın politika kararlarının ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
Faiz İndirimlerinin Geleceği
Faiz kararlarına yönelik gelecekteki adımları değerlendiren Prof. Dr. Kara, dünkü faiz indirimi kararından çıkarımlarda bulunarak şunları söyledi: “Ocak-Şubat enflasyonu ne olursa olsun Mart’ta faiz indirimi devam edecek.” Kara’ya göre, bu durum para politikasının yönüne dair güçlü bir sinyal niteliği taşıyor. Bu yıl, TCMB’nin Para Politikası Kurulu toplantılarının sayısı 12’den 8’e düşürüldü.
Bu nedenle, Şubat ayında faizle ilgili bir karar açıklanmayacak. Kara’nın değerlendirmeleri, Merkez Bankası’nın uzun vadeli faiz politikasına yönelik merakları artırmakta. Faiz indirimlerinin devam etmesi, piyasalarda dalgalanmalara yol açabilir. Bu durum, yatırımcıların ve ekonomistlerin dikkatini çekmekte ve gelecekteki ekonomik gelişmeler üzerine spekülasyonlar yapılmasına neden olmaktadır.